top of page

Alman Savaş Makinesi -4 (Barbarossa Harekatı 1942 & 43)

  • Writer: Utkan Ekinci
    Utkan Ekinci
  • Sep 30, 2020
  • 4 min read

1942 yılı başında Wehrmacht, Moskova önlerinde durdurulup yaklaşık 200 km geri püskürtülmüştü. Bu duruma sinirlenen Hitler, genel kurmay başkanı Brauchitsch'i görevden alıp bütün silahlı kuvvetleri kendisine bağladı. Almanlar, bu operasyonu Blitzkrieg'le çözemeyeceklerini anlamıştı. Ayrıca, 1941'deki kayıplarını telafi etmekte zorlanıyor ve petrol ihtiyacı artıyordu. Bu yüzden öncelikler değiştirildi. Kuzeyde Leningrad kuşatması devam edecek, merkezde Moskova'dan gelen saldırılara direnç gösterilecek ama atağa kalkılmayacaktı. Saldırı için tek odak noktası ise Güney cephesi olacaktı.

Güney cephesinde önce Odessa ve Sivastopol alınacak, ardından ilerleyiş iki kanada ayrılacaktı. Kuzeyde Stalingrad’a, güneyde Kafkaslar ve Hazar Denizi kıyısına ulaşılacaktı. Yıl içinde bu hedefler tamamlanırsa, ilerleyiş daha kuzeye kaydırılıp, Volga'nın doğusundaki endüstri merkezleri imha edilecekti. Bu tahribata daha fazla dayanamayan Sovyetlerin, Moskova'dan çekilip bozkırlarda kaybolması bekleniyordu.

Yenilenmiş planın Kırım Yarımadası işgali, Volga'yı geçmek, Kafkaslara yerleşmek ve Hazar Denizi kıyısına ulaşmak kısmı tamamlandı. Stalingrad'a da giriş yapıldı, fakat sonuçları facia oldu. Şimdi bu dönemin en önemli savaşına bakalım.

1941 yılı başında Sovyetler Kharkov'u geri aldı. Güney orduları karşı atağa kalkıp bu şehri alırken, beraberinde 200 bin askerlik kuvveti imha etti. Kendine güveni tekrar gelen Alman kuvvetleri ilerleyişine devam edip daha fazla Sovyet birliğini çembere almaya çalıştı. Stalin'in "Geri çekilmek yok" emri, 1941'de Sovyetlere çok pahalıya patlamıştı. 1942 yılı ortasında bu karar uygulamadan kaldırıldı ve Sovyetler Ukrayna bozkırlarında kontrollü geri çekilmeyi başlattılar. Almanlar bütün birlikleriyle bu çekilmeyi kovalıyor, ama merkezden uzaklaştıkça lojistik yetenekleri de zayıflıyordu. Yine de ilerleyişleri devam etti ve 6. Ordu Stalingrad'a girmeyi başardı. Bu şehir, her iki tarafın liderleri için de çok önemliydi. Alınması ya da tutunması, aslında iki uç ideolojiden hangisinin galip geleceğini belirleyecekti.

Eylül ayında şehre giren Alman birlikleri Kasım ayında Volga kıyısına ulaşıp karşıya geçmiş ve şehrin %90'ını ele geçirmişlerdi. Fakat, Sovyet direnişi çok yüksekti. Savaş sokaklarda, apartmanlarda, hatta ev içinde oda oda devam ediyordu. Almanlar sınırlı kaynakları da olsa ilerleyişe devam ederken, kuzey ve güneyden gelebilecek saldırılara karşı onları Romen, İtalyan ve Macar orduları koruyordu. Fakat bu orduların hem ekipmanları yetersizdi, hem de savaş motivasyonu düşüktü. Sovyetler durumu çok iyi görüp, bu kuvvetlere saldırdılar. Romen, İtalyan ve Macar ordularının bu savaş esnasında kayıplarının toplamda 300 bine dayandığı düşünülüyor. Bu kadar fazla kayba dayanamayan birliklerin direnişi koptu ve Sovyet orduları cepheyi yardı. Stalingrad'daki 6. Ordunun, Güney ordu grubuyla bağlantısı kesildi. Almanların karşı atağı hemen başladı ve çember yarılıp sıkışan ordunun çıkış yolu açıldı. Fakat, Hitler'in emriyle 6. Ordu içeride kaldı. Almanlar Stalingrad'da dayanacak ve ihtiyaçları hava yoluyla karşılanacaktı. Stalingrad'da sıkışan askeri güç 250 bin kişiydi ve günlük ihtiyaç 750 ton civarındaydı. Luftwaffe elindeki bütün kaynakları aktarmasına rağmen, bu miktara asla ulaşamadı. Ocak 1943'de hava bağlantısı da kesildi ve şehirde sıkışan ordu Şubat 1943'de imha edildi. Bu savaş tarihe, bir şehirde yaşanan en büyük çarpışma olarak geçti. Siviller dahil olmak üzere toplam kaybın 2 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. (*)

1942 yılı sonunda, Stalingrad'daki kayıpla Wehrmact çok ciddi darbe aldı. Kuzey ve merkezde direniş devam ediyordu, ama Güney ordu grubunun dengesi bozulmuştu. Bu durumu avantaj haline getirmeye çalışan Sovyetler, Almanların merkez grupla bağlantısını kesip güneyde milyonlar seviyesindeki askeri çembere almaya çalıştılar. Fakat, bunu yapabilecek hız ve ekipmana sahip değillerdi. Almanlar da durumu anlayıp, Kafkaslardan geriye çekilerek Kharkov civarına döndüler. Aynı şekilde Merkez grubu Smolensk'i kendisine baz alacak şekilde çekildi ve kuzey-güney hattı dengeli bir şekil aldı. Şimdiki hedef eldeki kaynakları düzgün dağıtıp, Sovyetleri Ukrayna'nın tahılı ve Belarus'un ekonomik kaynaklarından mahrum bırakmaktı. Bu esnada gelen saldırılar güçlü savunmayla karşılanıp Sovyetlerin güçten düşmesi beklenecekti.

Sovyetlerin planı ise farklıydı. 1942'deki karşı ataklarının sonuçsuz kalması, mevcut ekipman ve stratejilerin yetersiz olduğunu gösteriyordu. Ordular re-organize edilip, donanımı güçlendirilen birliklerin hacmi arttırılmaya başlandı. Hedefleri, hazırlıkları en kısa sürede tamamlayıp bütün cephelerde eş zamanlı bir operasyona girişmekti. Bu esnada, Almanların saldırıları karşılanıp erimelerinin devamı sağlanacaktı.

1943 yazına girilirken, Almanlar yaklaşık 3.5 milyon, Sovyetler ise 6.5 milyon gibi muazzam bir askeri güçle karşı karşıyaydı. Hitler, geçen yıldaki başarısızlıklar ve Eksen devletlerindeki moral çöküşünün üstesinden gelebilmek için, yeni bir saldırı planı hazırlattı. Bu savaş, Dünya tarihindeki en büyük tank savaşı olarak kayda geçecekti.

1943 yazına geldiğimizde, Almanlar Güney cephesinde son bir genel saldırı planlamıştı. Kharkov'un kuzeyindeki Kursk adlı şehrin kuzey ve güneyinden iki büyük ordu saldırıya geçip, bir milyon üzerindeki Sovyet askerini çembere alıp imha edecekti. Sovyetler bu planları öğrenince, savunmayı sağlamlaştırıp beklemeye karar verdiler. Bölgeye muazzam miktarda tank ve personel mayını döşendi. (Km2'ye neredeyse 3000 mayın düşüyordu) Ayrıca 3 savunma hattı kuruldu ve 1.6 milyon asker, 5 bin civarı tankla konuşlandı. Almanlar ise toplam 600 bin asker ve 2700 civarı tankla bölgeye geldi. Temmuz 1943'de saldırılar başladı. Kuzeydeki ilerleyiş çok sınırlı kaldı, fakat güneyden direniş kırılmaya ve Alman panzerleri cephe gerisine sızmaya başladı. Bu saldırılar esnasında tarihe geçen en büyük tank savaşları yaşandı. Uçsuz bucaksız bozkırda binlerce tank çarpışırken, topların kesintisiz atışları ve hava kuvvetlerinin karşılıklı ağır bombardımanı, o toprakların görmediği bir cehennemi canlandırmıştı.

Temmuz ortalarında, Hitler'in emriyle saldırı durduruldu. Müttefikler, Sicilya'dan İtalya'ya giriş yapmıştı ve ilerliyordu. Kursk’taki birliklerin bir kısmının savunma pozisyonuna geçip, kalan kısmının Avrupa'ya çekilmesine karar verildi. Bu taarruz Almanların Doğu cephesindeki son saldırısıydı. Sovyetler hemen karşı saldırıya geçtiler ve bölgeyi kontrol altına alıp, Almanları Kiev'e kadar çekilmeye zorladılar. Bütün bu dönemdeki Sovyet kaybı 650 bin, Alman kaybı ise 150 bin civarında olmuştu. Her bir kaybedilen bir Alman tankına karşı, Sovyetler 5 tank kaybetmişti. Fakat, endüstriyel gücü zirveye çıkan Sovyetler kaybı hemen telafi edip, çarpışmanın başındaki güçlerine geri döndüler. Almanların ise artık böyle bir şansı yoktu. Saldırdıklarında hep kazanıyorlardı, ama kendi kayıplarının yerini dolduramıyorlardı. Dengenin değişimiyle beraber 1943 sonbaharında geri çekiliş başladı. Kiev düştü ve Almanlar Ukrayna'nın batısına çekildiler.

Kuzey cephede de daha fazla direniş gösterilemedi ve 1944 başında Leningrad kuşatması kaldırılıp Baltıklardan çekiliş başladı. Merkez grupta ise, Almanlar Smolensk'in batısında yeni bir savunma hattı kurma çabasına girdiler. Kışa kadar dayanan direniş, 1944 yılı başında çöktü.

Bir sonraki yazıda, savaşın son dönemine bakacağız.

Sevgiler

(*) => Bu savaşın Alman tarafını Stalingrad adlı filmde izleyebilirsiniz.


Comentários


bottom of page